Sanatın birkaç dalına birden vâkıf sanatçı Ali Elmacı’yla; sanat, olumsuzun üretim aşamasındaki etkisi ve moda üzerine konuştuk.
Duygu dünyan dışında yaptığın işlerde etkisini görebileceğimiz çevresel unsurlar neler? Sana neler ilham veriyor?
Genellikle konularımı politik olaylardan seçtiğimden, gerek içinde bulunduğumuz politik iklimden gerekse görsel ve yazılı medyadan besleniyorum. Bunun yanı sıra okuduğum kitaplar, izlediğim filmler de bana yeni açılımlar ve yeni fikirler kazandırmaktalar.
3. kişisel sergin “Onu Öldür Beni Güldür” içerisinde Türkiye’nin toplumsal ve politik durumuna dair göndermeler barındırıyor. Bu bağlamda Türkiye’de yaşıyor olmanın seni besleyen bir faktör olduğunu düşünüyor musun?
Burada yaşıyor olmam olan bitene daha kısa sürede hakim olmam konusunda avantaj sağlasa da başka bir ülkede yaşasaydım da üretimimde ciddi bir değişim ya da yavaşlama olmazdı. Benim meselem daha evrensel bir konu. Otorite ve onun birey üzerindeki olumsuz etkisiyle ilgileniyorum. Dünyanın neresine gidersek gidelim bu durumla öyle ya da böyle karşılaşacağımıza, maruz kalacağımıza eminim.
Yeni bir esere başlamadan önce nasıl bir hazırlık sürecin oluyor?
Öncelikle ele alacağım konuyu belirliyor, bu konuda okumalar-araştırmalar yapıp, sonrasında çeşitli eskizler hazırlıyorum. Bu eskizlerden yola çıkarak üretim sürecine başlıyorum. Üretim sürecim sonunda da bazen tuval, bazen kağıt, bazen de heykel olan işlerim ortaya çıkıyor.
Farklı teknikleri bir araya getirerek yapılan eserleri nasıl buluyorsun?
Farklı teknikten ziyade işlerin bütünlüğüne bakarım, nasıl bir cümle kurduğu benim için daha önemlidir.
Üç boyutlu tasarımlar yapan bir sanatçıyla birlikte çalışıp eserlerine yeni bir boyut kazandırmayı düşünsen sonucu nasıl olurdu?
Aslında heykel çalışmalarım bu sorunun cevabı niteliğinde. Bu çalışmalarımda heykeltraş arkadaşlarımdan teknik destek almaktayım. Ortak çalışmamız sonucu ortaya çıkan sonuç da oldukça keyifli.
Gün içerisinde daha yaratıcı olduğunu düşündüğün bir saat dilimi var mı?
Yaratıcılık demeyelim de adaptasyon diyelim; bunun için de en uygun zaman dilimi geceleri oluyor. Zira sessizlik ve sakinlik içinde bölünmeden uzun saatler çalışabiliyorum.
Sence sanat ve gerçeklik arasında ne gibi bir ilişki var?
Sanat ve gerçeklik arasındaki ilişki, sadece sanatın konularını seçtiği kaynaktır. Bu iki şeyin arasında sanatçı bulunmaktadır ve biz onun gözüyle, kurgusuyla görürüz. Gerçeği sunmak için gerçekci olmak gerekmez.
Moda dünyası ve sanat dünyası son dönemlerde sıklıkla bir araya geliyor. Senin moda ile aran nasıl?
Moda takip ettiğim ve başarılı bulduğum bir disiplin. Olumlu ya da olumsuz çeşitli eleştirilerde bulunabiliriz ama çok geniş kitleleri etkileyen ve yönlendiren nadir alanlardan biri olduğunu kabul etmeliyiz. Örneğin bir politikacının ceketi ya da gömleği bir topluluğu, bir düşünceyi temsil eden gösterge haline dönüşebiliyor.
Her sezon değişen moda dünyası ve kalıcı olması gereken eserler sence nasıl buluşabilir? Böyle bir buluşmada yer almayı hiç düşündün mü?
Sanattan beslenen her alan bir şekilde gündelik olmaktan çıkıp geniş zamanlara hitap eden bir durum haline dönüşüyor. Modayı kapsayan işler üretmek eminim çok keyiflidir, eğer böyle bir teklif gelirse değerlendirmek isterim.